BİR KÖPEK NASIL PATLAR?

[Oğuz BABAÇOĞLU]

Osman kardeşimizden aldığım yavru, yani pointer iti Cesi ile sezon başından beri bıldırcın avlarına gidiyor, keklik avı öncesi  hem kondisyon yüklemeye hem de fermalarını geliştirmeye çalışıyordum.
     Cesi daha önce hiç bıldırcın görmemişti. Sezon açılışında arkadaşlarla birlikte gittiğimiz avlarda atılan tüfeklerden sağa sola deli gibi koşan bir köpekten söz edebilirim, ancak av hususunda birkaç aporttan öte hiçbir kıpırtı yoktu.Bıldırcın avı tam bir hayal kırıklığıydı. Ancak yavru köpekte sabır en önemli mihenk taşıdır. En son Mehmet Abi dedi ki “Hoca köpeği yalnız götür.”
     Yalnız ava gitmek de hiç zevkli değildi.Sabah sabah çıktım meraya. Kendiliğinden kalkan iki bıldırcını indirdikten ve torbaya kattıktan sonra. Bir tanesinin mısır tarlasının kenarına konduğunu gördüm. Bu köpek için bir şans olabilirdi. Aylak aylak yürüyen Pointer iti Cesi birden çakıldı, adeta uzayıverdi. Köpeğin çaprazına yürüdüm. Bas kızım! Prink! Dan! Tek sıkıda mısır tarlasının içine düştü.aradım yok, bir de baktım eleman çakılı duruyor. Aldı geldi. Oymuş ara ara başka kuş yok. Gerisi gelmedi…
      
       Köpeğin kuş görmesini sağlamak lazımdı kaç kez gittim ama gez gez kuş yok.
      
       Anca bir iki tane…
       Derken göç gelmeye, tek tük de olsa atmaya başlamıştı.Cumartesi günü arkadaşlarla ava gitmeye karar verdik.Girdiğimiz ilk tarlada güzel kuş bulduk. Bizim Cesi’den tek ferma vardı, o da fareye.  Atılan tüfeklerden deliye dönen itim, kuşları alıp getirmek dışında bir icraat sergileyememişti. 11 bıldırcın vurduk.
Vurulan kuşlardan ikisi kanat kırığı.Peki kanat kırığını kim buldu dersiniz? Halil ağabeynin yeni eniği Þam Þeytanı Ateş…



Fotoğraf makinesine bir de poz verişi var Allah nazarlardan saklasın.

 Bıldırcınlardan ikisi canlı, dikkat kardeşim...

E canlı dedik fotoda durduğu gibi durmaz bu meret…
 
(Halil Abi zevkten  dört küşe)


(Günün gölgeli özçekimi)
       Hafta içi gitmekte kararlıydım. Dersler müsait oldukça Salı, Çarşamba sabah akşam gidecektim. Çünkü keklik açılmadan köpeği alıştırmak şarttı…
       Salı günü sabahı arkadaşlar bir yerde güzel bıldırcın vurmuşlar. Akşamına oraya gitmekti niyetim. Öğle arası Bayram Başkan’a uğradım. Köpeği Þila’nın durumunun kötü olduğunu söyledi. Hayvanın karnında olağanüstü bir şişkinlik vardı.  Þila avı itibariyle bir avcının ömrü hayatında nadir bulabileceği bir köpekti.“Ne duruyoruz? Köpeği götürelim o zaman…” dedim.  Salı akşamı bizim av işi yattı tabi, istikamet Burdur Veterinerlik fakültesi. Burdur’a gidip Hüseyin kardeşimize Þila’yı emanet ettik.  Geri döndük.

(Ameliyat öncesi Þila)
      Çarşamba sabahı ava gitmekti niyetim ama oğlan akşam demez mi “Baba kulağım ağrıyor, kulağımdaki tüp de düştü…” Bak şimdi olacak iş değil.Bizim av işi tekrar yattı. Sabah onu doktora götürdüm. Neyse ki bir sorun çıkmadı. Doktor durumun iyi olduğunu söyledi. Öğlen derse yetiştim. Ama okul çıkışı kararlıydım. Akşamüstü mutlaka ava gidecektim.
       Ekürim Ahmet’in söylediğine göre çeşme başında 3-5 bıldırcın vardı. Bir ikisini göstersem kardır, diye düşünüyordum. Gez dolaş bir şey yok. Ahmet’e telefon açtım. “Oğlum kuruttunuz mu burayı, bir tane bile yok.” Çeşme başında ısrar etti. Orayı mutlaka aramamı söyledi. Oraya varmak üzereydim ki bir bıldırcın setten kalkıp 50 mt ileriye kondu. Köpek görsün diye atmadım tabi. Köpek aylak aylak gezerken çakılıverdi. Fareye olmadığı kesindi. Lakin ilk kuşa dikkatli atıp mutlaka vurmak gerekiyordu. Çevrede insan olup olmadığını kontrol ettim. Ardından o heyecanlı komutu verdim. “Bas kızım!” Prink, prink, prink! Sürpriz 3 tane varmış. Dan! Biri aşağıda, Dun! Ýkincisi aşağıda. Yaralı olanı Pointer itim Cesi kaptı, ölü olanı ben aldım. Sev babam sev…
       Diğer bıldırcın da yakına kondu. Hızla yürürken fişek değiştirirken bir baktım köpek yine fermada. Bas kızım Prink! Dan , Dun! Bu kez yaralı gitti. Dere kenarına attı kendini. Köpek susamış, suyunu içti ardından kuşu ararken çakılıverdi fermaya. Bas kızım kalktı ama yaralı çok yavaş uçuyor. Dan! Düştü ama neyere? Dereye. Kokuyu alan Cesi kuşu kaptı getirdi. Sev babam sev... Zevkten dört köşeyiz.
       Çoban ağılına yakın bir yerde köpek tekrar fermaya çakıldı. Ağıla doğru kalmasın diye köpeğin tam karşısına geçtim. Yaklaşık 20- 30 sn bekledikten sonra “Bas kızım!” Prink! Her avcının içinde bulunmak istediği bir pozisyon. Bıldırcın bir balonladı. Tam geri. Dan! Düştü, al gel… Sev babam sev. Sevincimden uçuyorum.
      Hasılı 6 bıldırcınla günü kapattık.
      Başlangıçtaki soru çok önemli. Bir köpek nasıl patlar? Av açılalı 1 ay olmasına rağmen av yapmayan köpeğin arkasındaki sabır, köpeğin kanına ve yeteneğine olan inanç, sık sık ava götürmek. Ýşte işin sırrı burada. Bunları yerine getirir köpeğinize şans verirseniz. Elbet bir gün o köpek avda gerekli patlamayı yapar…
      Dedem Korkut gelir oldu. Boy boyladı soy soyladı ve günün anlam ve önemini belirten şu maniyi düzdü.

                                                     Avcı sabretmesini bilmeli
                                                     Köpeğine hep bir şans vermeli
                                                     Sabrın sonu selamettir, sonunda    
                                                     Patlamayı yaptı Pointer iti Cesi

      (Fotoğraf makinesini yanıma almadığım için en anlamlı günü benim takozla çekmek durumunda kaldım…)
      Bu arada Þila’nın akıbetini de aktarayım.Yarını köpek ameliyata alındı. Meğer bir yıl önceki eşleşmeden kalan yavruları atamadığı için şişmiş kalmış. Ameliyata 26 kg giren köpek, rahmi alındıktan sonra ameliyattan 16 kg çıkmış. Köpeğin uyandı haberi gelince hepimizin hüznü sevince dönüştü. Nihayetinde köpek kurtulmuştu. Öyle sevindim ki anlatamam… 









        Þila’yı kurtaran, başta Burdur veterinerlik fakültesi hocalarımız olmak üzere emeği geçen herkese ve de özellikle Hüseyin kardeşime teşekkür ediyoruz.
       Hepinizin Kurban Bayramı kutlu olsun. Ayrıca keklik avı açılışı sebebiyle tüm avcı arkadaşların verimli bir sezon geçirmelerini dilerim.Hepinize rastgele…
        Haftaya bir başka hikayede görüşmek ümidiyle şimdilik kalın sağlıcakla…

[Ali İŞLEMECİ]

           Keyifli av günleri Oğuz hocam Cesi ile ,Yavru yetiştireceksen tek avlanacaksın başka yolu yok yanında köpek olursa oyuna dalıyorlar.

Bayram başkanada geçmiş olsun...!

[Vahdet TOKAY]

it dediğin nedirki hocam sahiplerine bişi olmasın yeterki

hem avınız hem hastanız için geçmişler ola.yeni encek olayınada denk geliyor hangisi neden patladı sahibi neden çatladı anladıktan sonra yorum yapacam

rastgeleyin.gölgeli özçekimci hocam

sağlıcakla...

[Ali ALTINKAYA]

Oğuz hocam, eline sağlık öncelikle. cesi iti zaten olmuşmuş da, sizcazım baskılamışsınız.   baskı kalkınca işte patlar hemen      bir başka patlayan da Vahdet ustam içinde yavru kalan it. o niye kaldı bunun bir açıklaması olmalı. burada arkadaşların alacağı bir ders var. bunu bilen bir veterinerimiz yardımcı olabilir mi? şimdiden teşekkür ederim. cümleten sağlıcakla nice bayramlara. .....

[M.Ali AKDAĞCIK]

 HOCAM ,

cesi ve senin adına sevindim doğrusu,

yine kalfalığa adım attırmışsın acemilikten terfi ettirip, elinden uçanla kaçan kurtulur senin.

kanda varsa asalet,
ortaya çıkar er yada geç,
onlarca emek vererek,
cesi iti  avda patladı demek.

bu arada bayramlaşmadık dimi , bayramınızda bu vesile ile kutlu olsun.

saygılarımla.

[Oğuz BABAÇOĞLU]

           Keyifli av günleri Oğuz hocam Cesi ile ,Yavru yetiştireceksen tek avlanacaksın başka yolu yok yanında köpek olursa oyuna dalıyorlar.
 u

Aynen öyle Ali Abi ama artık oyunu bırakmaya başladı. Çünkü av sevdası onu da sarmaya başladı...

it dediğin nedirki hocam sahiplerine bişi olmasın yeterki

hem avınız hem hastanız için geçmişler ola.yeni encek olayınada denk geliyor hangisi neden patladı sahibi neden çatladı anladıktan sonra yorum yapacam
rastgeleyin.gölgeli özçekimci hocam
sağlıcakla...

Siz trakya'dan gönderdikçe eğitim alıyor bu veletler. Bu sene baya gelişmeler var. Sizlere de rastgele diyorum. Gürleyen borularınızdan duman eksik olmasın....

Oğuz hocam, eline sağlık öncelikle. cesi iti zaten olmuşmuş da, sizcazım baskılamışsınız.  baskı kalkınca işte patlar hemen      bir başka patlayan da Vahdet ustam içinde yavru kalan it. o niye kaldı bunun bir açıklaması olmalı. burada arkadaşların alacağı bir ders var. bunu bilen bir veterinerimiz yardımcı olabilir mi? şimdiden teşekkür ederim. cümleten sağlıcakla nice bayramlara. .....

Aslında olay basit. Yavrular ana karnında ölüyor ama vücuttan atılamıyor. Ýçindeki yavru kalıntıları kemikleşiyor. Ýşin şaşırtıcı yanı rahmi nasıl patlatmamış olması... Demek ki kadir mevlam daha yiyecek çok ekmeği olduğu için korumuş, ömür vermiş...

HOCAM ,

cesi ve senin adına sevindim doğrusu,

yine kalfalığa adım attırmışsın acemilikten terfi ettirip, elinden uçanla kaçan kurtulur senin.

kanda varsa asalet,
ortaya çıkar er yada geç,
onlarca emek vererek,
cesi iti  avda patladı demek.

bu arada bayramlaşmadık dimi , bayramınızda bu vesile ile kutlu olsun.

saygılarımla.

Sağolasın senin de geçmiş bayramını kutluyorum. Dediğin gibi bir köpek bizim yanımızda öğrenemezse ya kanında bozukluk vardır ya da salaktır. Hayırlısı bakalım güzel günlerde kazasız belasız rastgele diyelim...

[Vet.Hek.Emrah CELASİN]

güzel ve hyecanalı anlatım için tesekkürler hocam ufaklık olacak belli...ameliyat içinde gecmiş olsun...

[Serkan KAHRAMAN]

Olmuş bu olmuş

[Oğuz BABAÇOĞLU]

Olmuş bu olmuş

Aynen öyle...

[Fazlı BOZ]

Avcının işi sabır,sabırsız avcı olmaz,olursada umduğunu bulamaz.